Bengi Baydan
3 min readSep 8, 2023

--

YAZILIMLAR NASIL KORUNUR?: PATENT Mİ TELİF HAKKI MI TARTIŞMASINA SON

Birçok yazılım geliştiricisinin aklındaki soru, meydana gelen yazılımın hukuken nasıl korunacağıdır. Veritabanı yazılımlarından mobil oyunlarda kullanılan yazılımlara, insan kaynakları çözümlerinden restoranlarda kullanılan yazılımlara kadar birçok yazılımın nasıl korunacağı konusunda sektörde kulaktan dolma bilgiler, yanlış uygulamalar çok yaygındır.

Özellikle teknoloji sektöründeki rekabet ve rağbetten ötürü yazılım geliştiricileri yazılımlarını korumak, benzer bir yazılımın yapılmasını engellemek veya kendilerine karşı “kopya yazılım” yazıldığı iddialarından kaçınmak için ortaya çıkan yazılımın en yüksek hukuki korumaya sahip olmasını ister. Peki bu korumayı nasıl sağlayabilir?

Bu yazımızda yazılımların patent ile mi yoksa telif hakkı ile mi korunduğunu, hangi korumanın yazılım geliştiricisine daha kapsamlı bir hak tanıdığını inceleyeceğiz.

Öncelikle doğru bilinen yanlışlarla yani yazılımların patent ile korunacağı fikrine değinelim.

YAZILIMIN PATENTİ OLUR MU?

Patent hakkı temel olarak endüstriyel bir ihtiyacın giderilmesi için üretilen ve mutlaka “yenilik” kriterini barındıran fiziki ürünler için söz konusu olabilir. Burada yazılımdan çok donanımın ön plana çıktığını belirtmeliyiz. Örneğin standart bir sandalyenin 4 ayağı vardır ancak bir kişinin standart sandalyelere tekerlek eklemesi ve hatta bu sandalyeleri 5 ayaklı olarak tasarlayıp üretmesi halinde ortaya yeni ve endüstriyel olarak bir ihtiyacı karşılayan ürün ortaya çıkmıştır. Artık bazı sandalyeler taşımak yerine sürüklenebilir, farklı yönlere hareket edebilir forma dönüşmüştür. Bu yeni tekerlekli sandalye modelinin patent hakkına konu olması gerekir.

Ancak her tekerlekli sandalye modeli patent hakkına konu olur mu? Maalesef hayır, bu model hakkında sadece ilk patent başvurusu yapanın (tescile hak kazanması halinde) patent hakkı sahibi olacağını belirtmek gerekir.

Peki bu konunun yazılım ile ne ilgisi var? Patent hakkının endüstriyel bir ihtiyacı karşılama özelliği göz önünde bulundurulunca yazılım ile bağının zayıfladığını belirtmeliyiz. Öte yandan yazılım geliştiricilerin aklına gelen ilk koruma yöntemi olarak patent hakkının geldiğini görürüz. Tahminimce bunun asıl sebebi; “patent” kelimesinin dilde yaygınlığından ötürü oluşan yanlış anlaşılmalar ve tescil hususudur. Patent hakkı ancak ve ancak bir tescil belgesi ile kazanılır. Yazılım geliştiriciler, ellerinde fiziki olarak ispat niteliğinde bir tescil belgesi olmasının hukuken daha kapsamlı bir koruma olduğunu düşünebilir.

Koruma süresi bakımından ise; patent koruması 20 yıl olup 20 yılın sonunda gerekli dokümantasyon yapılarak uzatılabilir. Bu yönden de patent hakkı sahiplerine net bir koruma süresi öngördüğü düşünülebilir.

Ancak doğru bilinen bir yanlış olarak; ilk paragrafta bahsettiğimiz kriterlerden dolayı yazılımın patent hakkı ile korunmadığını, istisnai olarak entegre oldukları donanımlar ile birlikte patent hakkına konu olabildiklerini, kapsamlı koruma için telif hukukuna başvurmak gerektiğini belirtmeliyiz.

YAZILIMLARDA ASIL SİLAH: TELİF HAKKI

Patent hakkından ve yazılım koruması ile neden bağdaştırıldığından bahsettikten sonra asıl hukuki korumaya yani telif hakkına değineceğiz.

Yazılımların korunduğu asıl mevzuat dünya çapında telif haklarına ilişkin mevzuatlardır. Bunun asıl sebebi; yazılımların en basit haliyle kodların birbiri ardına yazılarak oluşturulan bir ürün olmasından dolayı literary work yani Türk mevzuatındaki karşılığı ile ilim edebiyat eseri olarak görülmesidir. Bu eserler ise 5846 sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunur.

Koruma süresi ise eser sahibinin yani yazılım geliştiricisinin ölümünden itibaren 70 yıldır. Patent hakkına göre çok daha uzun yıllar koruma sağladığını tekrar belirtmeye gerek yoktur.

Ayrıca telif koruması herhangi bir tescile gerek olmaksızın yazılım meydana geldiği anda başladığından telif hakkı; yazılım geliştiricisini ek olarak bir tescil yaptırma, doküman hazırlama gibi zahmetlere sokmaz. Bu yönüyle de patent hakkından çok daha pratik bir koruma sağlar.

Ancak yine de telif hakkı sahipliğinin ispatı için tescil belgesi talep eden yazılım geliştiricileri için Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne başvuru yapılarak telif hakkı tescili alınabilir. Bu telif hakkı tescilinin kural olarak isteğe bağlı tescil olduğunu ve beyana dayalı olarak verildiğini belirtmek gerekir. Bir başka deyişle, Telif Hakları Genel Müdürlüğü gerçek telif hakkı sahibinin başvuran kişi olup olmadığını araştırmaksızın beyana dayalı olarak tescil belgesini oluşturabilir.

Sonuç olarak; dünya çapında istisnaları olsa da yazılımların kural olarak telif hakkı ile korunduğunu ve telif hakkı korumasının herhangi bir tescil veya kayda gerek kalmaksızın yazılım meydana geldiği zaman otomatik olarak başladığının altını çizmek gerekir. Nitekim ilgili kanunlar da yazılımları telif hakkı ile korumaktadır. Bu nedenle bir yazılımın hukuki koruması için telif hakkına başvurmak hem pratik hem kapsamlı hem de uzun süreli bir koruma sağlayacaktır.

--

--

Bengi Baydan

Intellectual Property Law Consultant and Artificial Intelligence Enhusiast